Değerli Bir Yoruma Cevaben
Yorumunun yayınlanmasını istemeyen değerli bir okurun sorularına cevaben bu yazıyı kaleme alacağım.
Sondan başlayıp başa doğru ilerleyelim istiyorum. İslamoğlu'nun görüşleri, benim görüşlerimin yanında artık çok masumane görüşler olarak kalıyor. Çünkü eskiden İslamoğlu ve ona benzer diğer yazarların ne yapmak istediğini anlıyordum. Amaçları İslam dininin tırnak içerisinde "kabullenilemez" konularını yumuşatarak insanların bu dinde ayaklarının sabit kalmasına yardımcı olmaktı. Belki de bu yazarların yorumları sebebiyle bu yaşıma kadar hala Müslümandım. Artık Müslüman değil miyim? Şimdi daha da müslümanım. Ama bunun İslamla alakası yok. Benim dindarlığımın ve teslimiyet halimin artık ne İslamoğlu ile ne Peygamberle ne de Kuranla bir alakası var. Ben Yaradan'a inanan ve sadece ona bağlanan ve O'ndan başka hiç kimsenin fayda sağlayamayacağı bir noktadayım. Yani bir tek ona teslim olmuş bir Müslümanım. Bir tek ona inanan Müminim.
Gelelim verdiğim örneklere, Gazali örneği yahut hadislerden örnek vermiş olmam mesele anlaşılsın diyedir. Yoksa hadiste sadece Müslümanlardan bahsettiğini biliyorum. Ama benim düşünceme göre insanlık hangi dine mensup olduğu ile ilgilenmeden tüm insanlık, Yaratıcının kullarıdır ve hepsinin ortak bir aklı ve vicdanı vardır. Gazalinin sezgi olarak tanımladığı şeyi ben akıl ve vicdan harmanı olarak tanımlıyorum. Yani böyle olabileceğini düşünüyorum. Onun kastı bu olmayabilir elbette. Dediğim gibi amacım örneklerle açıklayıcı olabilmek.
Kuran ve sünnet neden var? Allah neden peygamber gönderdi? Sorularına gelirsek. Belki de yok. Yani Allah bir kitap göndermemiş de olabilir. Peygamber de göndermemiş olabilir. Benim gördüğüm ve asla değiştirilemeyecek bir kitap var, Yaratıcı'nın kendi elleriyle yazdığı bu kitap Kainat kitabı. Okumayı bilene o kadar çok şey anlatıyor ki başka kitaba da mürşide de gerek kalmıyor.
Peygamberin nefsi olabilir mi meselesine gelince. İslami açıdan Yusuf as. ın "ben nefsime zulmettim" sözlerini örnek verebiliriz. Kendisi dahi Allah izin vermeseydi Belki de ben de ona meylelerdim itirafında bulunuyor. Fakat bunu da İslami açıdan size yakın bir örnek olsun diye açıkladım. Çünkü artık ehli sünnete göresi yahut şiaya göresim ile ilgilenmiyorum. Bence insan insandır ve nefsi olabilir. Kadim kitaplarda yazılanların içinde elbette hakikatle alakalı bilgiler de olabilir. Tüm bu kıssadan yaşanmış da olabilir yaşanmamış da. Fakat büyük ihtimalle yaşanmıştır. Çokça da ibretler barındırmaktadır. Bugün geldiğim noktada bunlara iman etmek yerine bunlardan ders çıkarmayı tercih ediyorum. Yaşansın yahut yaşanmasın ben hissemi alma derdindeyim. Diğer akademik tartışmaların gereksizliğini geldiğim noktada çok daha iyi anlıyorum.
Bana üzüleceğiniz bir noktadayım evet. Beni anlamanızı beklemiyorum. Ben de sizin olduğunuz yerden bakınca bana üzülürdüm eminim. Hatta tıpkı sizin gibi beni iyileştirmeye çalışırdım. Bir hasta nazarı ile bakardım. Ben sizi çok iyi anlıyorum Çünkü oradan geçtim. Ama siz benim olduğum yere gelmedikçe beni anlayamayacaksınız bunu da çok iyi biliyorum. Verdiğiniz çabaya ve gayrete ayrıca çok teşekkür ediyorum. Bana yazmanız beni hiç rahatsız etmiyor, aksine mutlu oluyorum emin olun.
Allah hakikati bulanların eylesin hepimizi.
Selametle Kalınız.
Yorumlar
Yorum Gönder