Bir Yer Bulalım Dünya'dan Uzak

Hani şarkıda diyor ya "bir yer bulalım dünyadan uzak.."

Dünyalı olmayı beceremedim. Asırlık bir çınar gibi dimdik duruyor gibiyim hayata karşı. Fakat dallarım en hafif bir rüzgarda kırılıyor, yapraklarım amansız dökülüyor. Herkese ve her şeye kırgınım. Kızgın değilim. Kırgınım. 

Belki de kabahat bendedir,  bilemiyorum. Ben dünyalı olmayı beceremiyorum. İçimde bir çağlayan var, en coşkun haliyle akan. Fakat önünde aşılmaz setler. İçimde bir volkan var kaynayan. Kendimden taştım, kabıma sığamıyorum. 

Dinleyenim yok, anlayanım da. Anlatmak zor zaten. Kimseye anlatamıyorum. 

Yüklü bir bulut gibiyim, yağamıyorum. Var olmanın ağır yükü omuzlarımda. 

Yazmaktan başka çare bulamıyorum. 

(Bu kısmı bir okurumun yorumunu cevapsız bırakmamak adına yazıyorum. Yukarıdaki duygularımla alakası yok fakat yeni bir konu başlığı da açmak istemedim. 
Bana bir akli bir de nakli delil sunarak ilaç olmaya çalışmışsınız. Bir zamanlar ateist siteleri ziyaret edip benzer şeyleri ben de oradaki "zındıklar" için yapardım. Islah etmek, doğruyu onlara göstermek ve hakikati bulmalarını kolaylaştırmak vazifemdi. Cennete tek başıma gidemezdim. Tebliğ görevimi yerine getirmenin huzuru benim için bir başkaydı. Fakat bugün geldiğim noktada oradaki bir çok insandan farklı hissediyorum kendimi. Çünkü tanıştığım ve konuştuğum inkarcı tayfanın çoğu altı boş bir imanın yıkılışını yaşıyorlardı. Aslında çok da bir şey bilmediklerindendi bütün bu inkarlarının sebebi. Fakat ben bile bile bu noktadayım. Emin olun söyledikleriniz bana yeni bir ufuk açmıyor çünkü bu süreçte ben kendi kendimle çok savaştım. Bir sabah kalktığımda aniden olmadı hiç bir şey. İnkarı inkar sürecim oldukça sancılı geçti. Artık sizin çerçevenizden bakacak olursak ben umutsuz nir vakayım. Bence kendinizi yormayın. Gel gelelim bilinmezlik meselesine. Elbette bilinmezliğin bilinebilir olma ihtimali de vardır ama ben bu ihtimali de bilebileceğimizi düşünmüyorum. Sen bilemezsin fakat farklı frekansta yaşayan insanlar bilebilir diyorsunuz. Haklı olabilirsiniz. Fakat yine bu onların tecrübesi ve onları bağlar. Ben onların bunu tecrübe ettiklerine inanmadığım için suçlanamam. Şüphe duymak en temel hakkımdır eğer ben de tecrübe edemiyorsam. Bakınız İbrahim kıssasına, Musa kıssasına. İkisi de direkt Allah'la konuşuyor yine de mutmain olmak için isteklerde bulunuyorlar. Ben neden tecrübe etmeden inanmak zorundayım? 
Neyse bu soruları cevap verin diye yazmadım. Cevabı ile ilgilenme aşamasını da çoktan geçtim, iman güzel şeydir insanı hayata bağlar, umut verir, elinden tutar. Umarım onu hiç kaybetmezsiniz. Kimsenin yerimde olmasını istemem zira. Selametle kalınız)

Yorumlar

  1. Merhabalar,

    Nasılsınız ? Umarım Hayır ve Afiyettesinizdir.

    ''Neyse bu soruları cevap verin diye yazmadım.''

    Dediğiniz için bu yazım, Cevap değil serbest çağrışım...

    Yazmamın sebebi ilaç olmak değil, Sizide zındık olarak görmüyorum... (Nasılsa Fetva sormadınız, işgüzarlık yapmaya gerek yok ...)

    Yazdım çünkü Ayet, Hadis ne varsa döktüm ve Sizinde bunları, kastettiklerimi anlamanız, referanslarımın yerini bulması kıymetliydi. Dikkatinizden kaçmaması değerliydi. Karşımda, anlayan düşünen biri olduğunun bilinciyle yazdım. Kısa cevabınıza sitem ettim... Bunlar Tebliğ değildi, tebliğ bilmeyene beyan edilir...

    Pişman değilim Hakime Hanım :)

    ''Bence kendinizi yormayın.'' Demişsiniz.

    ''Seven, sevdiğinden bahsetmekten usanır mı? (velev uykusuz kalsın)

    Hani Hakikat Yolculuğu ?

    Endişem, ''Sizi sıkmış, rahatsızlık vermiş olabileceğim''. Okumak istemediğiniz şeyleri Size dayatıyorum sanırım. Sizde vazgeçmeden okuyup güzelce cevap yazıyorsunuz...

    Pekala, Siz vazgeçmiyorsanız benim vazgeçmem olur mu? Eski bir Silah arkadaşımız olarak soruyorum bu bizim davamıza yakışır mı? (: ...

    ''Yeniler'' bilmez, Sizin gibi eski Silahşörlerden saklamayada gerek yok. Sahte Ricat yapma zamanı sanırım. O Zaman siz aksini beyan eden bir şey yazmadıkça, bir süreliğine ''pusuya çekilelim''.
    Ben kimseyi ama şu an özellikle Sizi asla ümitsiz bir vaka olarak görmüyorum. (Çok ciddiyim)

    ''İman güzel şeydir insanı hayata bağlar, umut verir, elinden tutar. Umarım onu hiç kaybetmezsiniz''

    Amin ''Ecmain''...

    8 Ocakta, Monakonun Kuruluşunun 727. sene-i devriyesini kutlamak için ... Kapıyı sessizce kapamadan, kahveye geleceğim

    Selametle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Artık aynı saflarda olmasak da asla savaşta değiliz. Bu yüzden savaş taktikleri uygulamaya gerek yok sanırım. Burada olmanız ve değer verip hayatıma şahitlik yapıyor olmanız çok kıymetli. Burası benim konuşamadıklarımı konuştuğum alanım. Her zaman tekrarlarını gibi esasında ben kendim için yazıyorum yazdıklarımı. Bununla birlikte benimle ilgili meselelere alakanız beni mutlu ediyor. Her zaman burada olmanızı temenni ederim. Belki sert bir uslu kullanmış olabilirim fakat içinde bulunduğum durum benim böyle bir tepki vermeme sebep oluyor sanırım. Çünkü ben burada yazdıklarımı kimseye söyleyemiyorum sırf bana sizin yaptığınızı yapacaklarından korktuğum için. Benim için üzülecekler, beni yeniden "doğru yola" ulaştırmak için çabalayacaklar belki sizden farklı olarak kınayacaklar. Ve ben bu süreçte daha fazla yıpranacağım. Zaten yorgun bir savaşçı gibi hissediyorum. Kendi ile savaşmaktan yenik düşmüş biri başkaları ile savaşmayı göze alamıyor sanırım. Durum bundan ibaret. Kırdıysam özür dilerim. Selametle kalınız.

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar