Başımla Başım Dertte

 Kendimi bildim bileli başımla başım dertte. Bloğumu düzenli okuyanlar hayat serüvenime az çok şahitler. Bu serüvende bana çizilen kader ile benim çizmek istediğim kader her seferinde bir kavgaya tutulur ve yara bere içerisinde olsa da sonunda raundu benim çizdiğim kader kazanır. Bu durum beni her seferinde çokça yıpratsa da içimden gittikçe güçlenen bir kadın çıkarmayı başarır. Ve bu kadın arkaya dönüp baktığında elinde hep "iyi ki" ler kaldığı sonucuna varır.

Benim hikayeme bakan, okumayı çok istediği halde okutulmayan bir kız çocuğunun, maddi, manevi, siyasi, ideolojik ve kültürel bir çok baskıya maruz kalmasına rağmen kendi yolunu çizebilmeyi başardığını görür.

Hiç tanımadığı bilmediği insanlarla hiç istemediği yöntemler uygulanarak evlendirilmek istenen bir kız "çocuğu" nun "hayır" diyebilme mücadelesini görür.

Benim hikayeme bakan, kendine öğretilen dini, siyasi, ideolojik ve kültürel bilgilere kurban olmamak için sürekli okuyan ve kendi yolunu bulmaya çalışan bir kadın görür.

Çok uzun zamandır Araftaydım. Yolumu kaybetmiştim fakat başka bir yol denemekten de korkuyordum. Her mücadelemde mutlaka korkularım endişelerim oluyor elbette. Korktuklarım başıma da geliyor. Hiç bir şey kolay olmuyor. Bu süreç de öyle oldu ve olmaya devam ediyor. 

Uzun zamandır, siyasetin, dinin, kültürel kuralların ve ideolojilerin bir takım insanların yine başka insanları kendi emelleri uğruna harcamak için nasıl kullandıklarını farkına vardım. Daha doğrusu hep farkındaydım da farkındalığım zirve yaptı diyelim. Önce oy vermekten vazgeçtim. Artık siyasi bir görüşüm yok. Yine daha doğrusu bir görüşüm var ama bu görüşü temsil eden bir realite yok. Sonra kültürün bana çizdiği hayatı yaşamaktan vazgeçtim. Etik kurallarım var ama bu toplumun etiği ile aynı noktada değil. İdeolojileri ve dini fikirleri ise değişim sürecimin sonuna ekledim. Çünkü en zoru buydu. Kendimi bildim bileli hep "neden" sorusunun cevabını arayan biri olarak, nedenlerin beni tatmin etmediği zaman vazgeçmem gerektiği kanaatine varıyorum. Bugün öğretilen din yahut ideolojilerin hiçbirinin benim neden sorusuna makul bir cevap veremediği sonucuna varmış durumdayım.

Bu sonuca uzun zamandır vardığımı yine bloğumu düzenli takip edenler bilirler. Fakat sonuçların bir de gözle görülür izleri oluyor. Özellikle kadınlar için bu durum daha bariz bir hal alıyor. Değişimim dışarıdan farkedilse de radikal bir noktaya ulaşmadığı için tepkiler daha alt düzeylerde kalıyordu. Yaklaşık on beş gün öncesinde yine çok defa yapmak isteyip korku ve endişelerimden dolayı ertelediğim bir şeyi yaptım ve "açıldım". Bu tabiri kullanmayı çok mantıklı bulmasam da toplım nazarında artık ben "açık" bir kadınım. Esasında ben hep "açık" bir kadındım. Fikri hür vicdanı hür bir kadındım. Her zaman "öteki doğru olabilir mi" diye soran biriydim. Başımın bir başörtüsü ile kapalı olması benim de kapalı bir insan olmam anlamına gelmiyordu. Ve fakat şekilci bir dünyada yaşadığımız için başımdaki örtünün çıkmış olması insanlar üzerinde bir infial oluşturdu. Başta hem cinslerim olmak üzere herkes bunu neden yaptığımı soruyor, bana üzülüyor, acıyor, kızıyor.. Bir nevi hesaba çekiliyorum. Akılsızlık suçlanıyorum. 

Eminim nedenlerimi anlatsam bu kez durum daha da vahim bir hal alacak. Her ne kadar demokratik bir ülkede yaşadığımızı söylesek de ben o demokrasiye doğdum büyüdüm ulaşamadım. Kapalıyken çok dayak yedim şimdi açıldım yine dayak yiyorum. Başımla Başım dertte dememin sebebi bu. Ayrıca başımın içindeki yüzünden de Başım dertte. Ben buyum. Ben "kabul et mutlu ol" mottosu ile yaşayamıyorum. Ben sormaya devam ediyorum. Hakikat arayıcısı olmak böyle bir şey. Sorgulamaya devam da edeceğim. Doğru bir sonuca ulaştığımı düşünmüyorum. Bu yolunnir sonu da yok sanırım. Ama yolda olmaya devam edeceğim. Herkese ve her şeye rağmen devam edeceğim.

Bu süreçte bir zinciri daha kırmış gibi hissediyorum. Yorgun ama huzurlu bir savaşçı gibiyim. Yediğim dayakla umurumda değil. Dayak yiye yiye dayak arsızı olmuş olabilirim. Sahte olamıyorum. Ne hissediyorsam onu yaşıyorum. Olduğum gibi görünüyorum. Başka türlüsü benlik değil.

Buraya yazıyorum çünkü her zaman olduğu gibi beni benden başka kimseye anlatamıyorum. 

Selametle

Yorumlar

Popüler Yayınlar