Dünya Kadınlar Günü
Ah güzel memleketim..
Bugün Kadınlar Günü.
Böyle bir günün varlığı "diğer günler bizim zaten alın bugün de sizin olsun" der gibi hissettirse de gününüz kutlu olsun "kadınlar"
Bugün hala dünyada dahi kadın olmak zor bir mesele iken biliyorsun ki güzel memleketimde bu zorluğu belki yüzle çarpman bilmem kaçla toplaman gerekiyor.
Memleketimde kadın olmak neden zor, biliyorsun zaten. Ama yine de tekrar etmek de fayda var. Çünkü hala eğitim hayatı elinden alınan kız çocukları var güzel memleketimde, hala çok küçük yaşlarda evlendirilen çocuklar, hala boşandı diye "dul kadın" muamelesi gören, ailesinden yahut eşinden şiddet gören, birine selam vermesi dahi "adının çıkmasına" yeterli görülen. Namus kavramının yükü altında ezilen, ekonomik özgürlüğü olmadığı için bir şekilde yaşadıklarına boyun eğmek durumda kalan. İş yerinde daha çok mobbinge maruz bırakılan, tek başına yürüyüş yapma hakkı! dahi olmayan kadınlar var. Ne giyeceğine dahi kendisi karar veremeyen kadınlar.
Hatta ve hatta iddia ediyorum ki sadece ve sadece kendi kanatları ile uçmasına izin verilen, yalnızca kendi olabilen bir kadın yok. Her kadın az çok manipülasyona maruz kalıyor hayatında. Ailesinden, çevresinden, toplumdan, normlardan vs..
Peki neden böyle? Erkekler yüzünden mi? Amacım kadınlar üzerinden ajitasyon yapıp erkekleri suçlayarak feminist bir pencereden meseleye bakmak değil. Ki zaten bence çoğunlukla yine kadınlar kadınlara yapıyor ne yapıyorsa.. Kendi tecrübelerimi de işin içine dahil ederek söyleyebilirim ki bir kadın ne kadar "kendini gerçekleştirmek " isterse ona engel olan yine başka kadınlar oluyor. Esasında erkekler, içten içe böyle kadınlarla gurur dahi duyuyor. Helal olsun, diyor. Ve bunu söyleyemeyen erkekleri de yine kadınlar yetiştiriyor. Yani kendi meselesini çözmesi gereken yine kadınların kendileri. Ama kadınlar neden bunu yapmıyor bilmiyorum. Öğrenilmiş çaresizlikliklerinin bedelini mi ödetiyorlar diğer kadınlara acaba? "Ben olamıyorsam sen nasıl olabilirsinin mi" bir intikamı bu bilemiyorum. Gerçekten böyle olmanın daha doğru olduğu hissi mi ağır basıyor? Bu tutulmanın sebebini çözmüş değilim.
Bir kızım olsun isterdim ama. Kendi kanatları ile uçmayı öğretebileceğim. Haram, günah, ayıp gibi kavramlar ile etrafının sarılmadığı, gökyüzünde özgürlüğün tadını çıkarabilecek bir kız çocuğu yetiştirmek isterdim. Karıncanın ateşe su taşıması misali, kadın kimliğinden öte sadece "insan" olabilmeyi öğretmek isterdim. İnsan hata yapabilir derdim. Sen kadınsın diye bunun bedelini daha ağır ödemek zorunda değilsin. Sen kadınsın diye daha az gülmek, daha dikkatli giyinmek, konuşmak, yaşamak, daha çok alttan almak, daha sabırlı davranmak, katlanmak, vazgeçmek zorunda değilsin. Sen sadece bir insansın ve diğer insanlar için ne söz konusu ise senin için de aynısı söz konusu demek isterdim. Sen "daha" olmak zorunda değilsin. Belki de o gün gerçekten kutlanmaya değer bir gün olabilirdi..
Yorumlar
Yorum Gönder