Ruh Üzüntüsü

 Bu kavram geçmişe duyulan pişmanlığın psikolojideki adıymış. Kişi yaşayamadığı onca şey için pişmandır ve artık çok az zamanı kaldığı için de üzgün. Bu noktaya gelen insanda "hayatımı çok başka şekilde yaşayabilirdim" duygusu hakim olur. "Ama artık çok geç!" 

İşte bu duruma psikolojide "ruh üzüntüsü" deniyormuş. İçinde bulunduğum ruh halini tam anlamıyla ifade eden bu kavramı aldım ve hemen kabullendim. Eskilerin şimdiki aklım olsa dedikleri yerdeyim. Biliyorum sadece şimdiki aklımla geçmişe gidebilsem çok da bir şey değiştiremeyebilirdim hayatımda. Bundan daha fazlasına da ihtiyacım olacaktı elbette. En başta ekonomik özgürlük. Daha sonra gerçekten özgür hisseden bir ruh ve prangalarını koparıp atabilecek kadar cesur bir varoluşsal duruş.

Bugün dahi tam anlamı ile ben olamayan bir ben var bende benden içeride. Geçmişine üzülmekten daha ziyade bugününün kaygıları ile meşgul olan bir ben. Yorgun savaşçı.. Savaşmaktan vazgeçmeyen..

Ve fakat bu kavram yanında "affedici kalbin ince merhameti" ni de taşıyormuş. Kişi kendi ruhuna dönüp kendi kendini teselli ediyor, yaşanmamış hayatının yaşını tutmaması gerektiğini ona telkin ediyormuş. "Kendini affet ve artık üzülme.." Geriye dönemezsin.. Henüz bu aşamada değilim sanırım. Kimseyi suçlamıyorum çünkü ne kendimi ne ailemi. Belki biraz dış minnakları :) Doğduğun ev kaderindir ve tarihsel zaman mühimdir mottoları üzerinden bir telkinle "geçti, geçti" diyorum kendi başımı kendi ellerimle okşarken.

Asıl derdin bugün olsun diyorum. Bugün elini çabuk tut. Bugün daha cesur ol. Vazgeç artık dünden, unut gitsin. Sen bugünsün. Herkese ve her şeye rağmen sen olabilirsin. Bu cümleleri kurarken deli gibi titreyen bir beden, kuş gibi uçmak isteyen bir kalp bana eşlik ediyor.. Kolay olmayacak biliyorsun ama yapmazsan pişman öleceksin diyor..


Pişman öleceğim.. 

Yorumlar

Popüler Yayınlar