İstanbul'da Hayvan Olmak


İstanbul, iç içe geçmiş onlarca kasabadan oluşan bir büyük şehir gibi. Her sokakta ayrı bir ruh taşıyor. İnsan burada bir günde yüz çeşit medeniyet yaşıyor.

İstanbul ne kadar kozmopolitan bir şehir gibi dursa da durum öyle değil aslında. Bir kozmosun içinde, bir sürü sınırlarla çizilmiş ve birbirine karışmayı ezelden reddetmiş kültür barındırıyor özünde.

Boğaz köprüsünün öte yanı pek bir kurumlu, zengin havalı. Fatih, Eyüp, Üsküdar bu şehrin en Müslümanı. Gençler, Beşiktaş, Kadıköy ya da Karaköy'de toplanmalı. Yaşlıları şöyle kenara alırız almasına da Malta kesinlikle Suriyelilere kalmalı.

İnsanlar böyle kategorize bir hayat yaşarken hayvanlar eksik kalır mı hiç? İstanbul onları da belli kriterlere göre seçip seçip uygun mekanlara yerleştirmiş.

Deniliyor ki Eski Bizans, kedi şehriymiş. Bugün Sur içi (Fatih civarı) yüzlerce yıl sonra dahi kedilerin mekanı. Burada kediler saltanat sürüyor. Onlara kimse "pist" dahi demiyor. Halk sokak kedilerini özel mamalarla besliyor. Belediye onlara saray gibi evler yapıp semtin belli bölgelerine yerleştiriyor.

"Bu kadar kedinin olduğu yerde köpekler nerde?" diye sürekli soruyordum içimden. Meğer onlar da Bebekteymiş, Arnavutköy ve Etilerde. Ne kadar cins varsa hepsini görmek mümkün bu saydığım yerlerde. Tasmalı, aşılı, süslü kıyafetleri ile en kokoş şekillerde.. "aaaa hadi ama, lüks arabam nerde?"

Nihayet Eminönü'ne geliyoruz. Burası tavuktan bozma iri yarı kuşların mekanı. Martıların. Eti ekmekle yiyen öz ve öz Türk martılarının mekanı. Karbondihidratla kendimize benzettiğimiz kuşlar, balıkçı dükkanlarının üzerine konmuşlar. Çıkardıkları seslerle Eminönündekilere bir müzik resitali sunmuşlar.

Ve Beyazıt Meydanı. İnsanlardan zerre korkmayan kuşların mekanı. Meydanda iğne atsan yere düşmez. Bir tarafta güvercinler, diğer tarafta onlar için yemler. Sevabına besliyorsun, üstüne bir de çektiğin fotolarla Instagram'ını süslüyorsun.

Sesten şamatadan yorulduysan Yıldız parkına geçiyorsun. Ağaçlara tırmanan sincapları seyrediyor, huzur buluyorsun. Bunlar sana yetmiyor mu? Uğur böceklerini, çekirgeleri de mi görmek istiyorsun, o halde Rumeli Hisarına giriyorsun. Muhteşem boğaz manzarası eşliğinde iyi ki yaşıyorum diyorsun.

Selametle.

Yorumlar

  1. "eti ekmekle yiyen Türk martıları"

    :) çok hoş olmuş bu tabiriniz

    Onlara sorulsaydı eminim ki kendi yaşam alanlarını çok daha iyi ve dengeli kurarlardı..herşey de olduğu gibi bu hususta da insanoğlu bozuyor düzeni...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar