Bir Başkadır Dizi Yorumu ve Türkiye'de Cinsellik Algısı

Netfilx üyesi değilim ve üye olmayı da düşünmüyorum. Paralı televizyon fikrine alışmak istemiyorum. Şu kapitalist düzende bir parasız aldığımız nefes kaldı ki onu da virüs bahanesi ile elimizden almaya başladılar bile. 

Mevzu bu değil ama. Mevzu Netfilx'te yayınlanan bir dizi. Adı "Bir Başkadır"

Çevremdeki bir çok kişi "bu diziyi izledin mi?" diye sorup bir çoğu da hikayesinde, durumunda bu dizi ile ilgili bir yorum barındırınca "bir neymiş bu bakayım" dedim. İşin içinde başörtülüler de varmış üstelik!!!

Meryem diye bir kız var baş rolde. Kısa videolarına denk geldiğimde "tatlı bir karakter" olmuş dedim. İzleyince de fikrim değişmedi. Gerçekten hayatın içinden biri Meryem. Bir de hocanın kızı var. Onu görünce hemen aklıma Emine Şenlikoğlu'nun romanı geldi. "İmamın Manken Kızı" Bizim oralarda bir Naim Hoca vardı, Nasrettin Hoca'nın milenyum versiyonu. "Kızlarınıza pantolon giydirmeyin, günahtır" demiş bir sohbetinde. "Hocam sizin kız da giyiyor ama" demişler. "Geberecağa da yakışıyor" demiş. İşte bu dizide de imamın imama ters kızı mevzusu söz konusu. Ona da şaşırmadım çünkü uydurma değil kurgu değil realitesi var. Üçüncü bir başörtülü kadın karakter daha var. O da "kürt dindarlarını" simgeliyor sanırım. Onun derdini pek çözemedim. Gereksiz saldırgan fazlaca siyasi bir karakter kurgulanmış. Benim çevremde böyle bir örnek yok ama belki bir yerlerde vardır bilemiyorum..

İnsanlar en çok "başörtülü" üç karakterin de eğitimsiz ve sorunlu karakterler olmasına içerlemiş. Bir doktor, avukat, öğretmen olsa olmaz mıymış? Olurmuş neden olmasın da dizi de sorunsuz karakter yok ki. Her karakterin kendine göre bir ruhi bunalımı var. Tırnak içerisinde "normal" bir karakter yazmamışlar ki başörtülü başarılı kendinden emin doktor, avukat, mühendis bir kadın karakter oluştursunlar. Yani dizinin ruhuna ters bir kere bu durum.

Ama mevzu bu da değil. Benim diziden anladığım, mevzu tamamen "cinsellik"

Türk toplumunun aynası diye yorumlamış bir çok kişi bu diziyi. Bence bu çok genel bir yorum ve sıkıntılı. Aslında Türk toplumundaki cinsellik anlayışının aynası diye kısıtlandırılsa çok daha sağlam bir yorum elde edilebilir. Benim anladığım bu diziye göre en büyük sorunumuz "cinsel hayatımız". Zira dizideki sağ, sol, Kürt, Türk, zengin, fakir, eğitimli, eğitimsiz bütün karakterlerin ortak sorunu cinsellik. Peki neden böyle? Bir başka olan bizim memleketimizin cinsellikle ne alıp veremediği var? Derdimiz ne ola ki?

Bu diziyi izlemeden önce de bu konuya çokça kafa yormuşluğum vardır. Biz neden böyleyiz, diye. Cinsellik bu ülkede neden yıkılmaz bir tabu? Sebebi din mi? İslam dini mi? Bence değil. Bence sebep asla İslam dini olamaz. Zira İslam dinindeki kadar "tutulmuş" hiç bir dinde serbest cinsel hayat olgusu yok. Mensubu oldukça fazla olan bir çok din, kendini dünyevi zevklerden arındırıp ruhban hayatı yaşayarak Tanrıya daha çok yaklaşacağını söylerken İslam dininde Peygamberin aynı anda birden fazla eşinin olması normal bir durumdur. (Gerçi bunun da normal olmadığını ispat etmek için o dinin mensupları bir çok gerekçeler ortaya koymuş, aslında öyle değil de böyle demek için kendini paralamıştır) Peygamber evliliklerinde kendinden yaşça ve servetçe daha büyük ve "dul" bir kadınla da evlenmiş kendisinden çok çok küçük bir kadınla da. Akrabası ile de evlenmiş, kölesi ile de. İki kızını aynı sahabiye vermiş bir kızım daha olsa onu da verirdim demiştir. En yakın arkadaşlarının kızlarını almış, yanında büyüttüğü çocuğa kızını vermiş, evlat edindiği kişinin eski eşi ile evlenip evlatlığını da kendi dadısı ile evlendirmiştir. Bu dinin peygamberi böyle iken kitabı da asla cinselliği bir tabu olarak görmemiş bir çok ayette cinsel hayat açık ve net olarak nasıl yaşanmalı anlatılmıştır. Cennette özellikle göğüsleri vurgulanan hurilerin mümin erkekler için bir hediye olarak tasvir edilmesi de cinselliğin bu dinde yemek içmek kadar normal bir zevk unsuru olduğunu göstermektedir. İslam dinini incelediğinde evlenmenin de boşanmanın da asla bugün ki kadar büyük bir mesele olmadığını da çok kolay görmek mümkün. "Kabul ettin mi? ettim. Boş ol boş ol boş ol.." Her şey bir sözle başlar ve bir sözle biter.

Peki işler ne ara bu kadar zorlaştı. İnsanların birlikte olmak için bir servet harcadığı, parası olmayanın evlenmeyi dahi hayal edemediği, evlenince asla ayrılmak olmaz deyip ya benimsin ya kara toprağın moduna girildiği, kriterlerin havalarda uçtuğu ve kimsenin öyle kolay cinsel bir hayatının olmadığı, cinsel hayatın kolay kolay konuşulmadığı, bastırılan onca duygunun sağlıksız ve zararlı sonuçlarının ortaya çıktığı, tacizlerin, tecavüzlerin her geçen gün biraz daha arttığı bir dünyayı neden yaşıyoruz? Bunun dinle ne alakası var. Faturayı neden dine kesiyoruz? 

Yalnızca cinselliğin değil hiç bir sosyal problemin sebebini dinde aramamalıyız bence. Çünkü insanlar önce yazarlar sonra onu kitabına uydururlar. Yani kuralları belirleyip dinden, siyasetten, hukuktan dayanak arar bulur ve "aslında bunu din istiyor, yönetim istiyor, hukuk böyle" diye kılıflar hazırlarlar. İsteyen yalnızca onlardır.

Cinsellik en büyük sorunumuz mu bilmem ama büyük bir sorunumuz o kesin. Bunu nasıl aşabiliriz? Ya da aşabilir miyiz, bilmiyorum. Tek temennim tedavi edelim derken yanlış ilaç kullanıp hastayı kaybetmeyelim.

Selametle..

Yorumlar

Popüler Yayınlar