Dünyada Huzur Yok Mu?

Hastalık, kıtlık, savaş, terör, yoksulluk ve dahisi..

"Dünyada huzur yok mu" sorusu son dönemlerin en popüler sorularından biri olsa gerek. Öğrencilerim "hocam biz çok şanssız bir nesiliz, bütün dertler bizi buldu" diyorlar. Hakikaten öyle mi? Dünyada dertsiz bir gün var mı ki?

Ben de kendimi bildim bileli dünya hep dertliydi. Bosna savaşını hayal meyal hatırlıyorum. Ardından Saddam diye bir adamı tanımıştım haberlerde. Irak savaşı, Suriye.. Şimdi de Ukrayna yarın bilmem neresi.. Peki ya hastalık? Kuş gribi, domuz gribi ve en son sürüm korona.. Bitecek mi burada? Bence hayır. Ekonomik krizlere de şahit oldum şu kısa ömrümde. Her şeyin fırlatıldığı dönemlerdi. Ya yazar kasalar ya anayasa kitapçıkları havada uçuyordu. Tarikat cemaat işleri de hep aynıydı. Önceleri hizbullahçılar vardı, mahmut efendicilerle mücadele ediliyordu sonra yerini fetullahçılar aldı. Yarın kim bilir belki menzil ya da ona benzer birileri.. Dünya hep aynı dünya mübarek.. 

Hayatını haberlere göre yaşamayı bıraktığın an değişecek bir dünya. Elbette yine de etkileneceksin olup bitenden, elbette sağından solundan bulaşacaksın bu illetli dünyanın dertlerine. Ama kendi dünyanı kurarsan eğer, kendi amaçların ve dertlerin olursa. İnandığın gibi yaşarsan eğer. Ve rızık ile ecel meselesinin Rabbine ait olduğunu bilirsen huzur bulursun. Değiştiremeyeceğin şeyler için kendini bu denli yıpratmazsın. Karınca misali İbrahim'in ateşine suyunu taşı sen yine, safın belli olsun. Zalime karşı mazlumun yanında ol ama bu kadar! Fazla da dertlenme. Meseleler senin kaldıramayacağın kadar ağır. Ve gaza gelme. Her söylenene inanma..

Yağ bitecek diyorlar diye marketleri talan etme mesela. Yahut öleceksin diye akvaryum içinde bir hayat yaşama. Ölüm seni her şekilde bulacak, tedbirini makul ölçüde al ve hayatı kaçırma.. 

Hasılı dünyaya rağmen kendi cennetini kur. 

Selametle..