Bizi Kim Yönetsin?

Son 3-4 seçimdir oy kullanmayan ben, esasında apolitik olmadığımı ve yaptığımın tam da politik bir tutum olduğunu ifade eden bir yazı kaleme alacağım. Merak ediyorsan devamını okuyabilirsin. Etmiyorsan boşuna yorulma, kapat kapat.. :)

Meseleyi anlatma isteğimin, Açık Mikrofon adlı YouTube programında Barış Atay'ı dinledikten sonra ortaya çıktığını söyleyebilirim.

Bundan bir 25 sene evveline gidersek henüz çocukluktan ergenliğe geçiş döneminde Siyaset Meydanı, Ateş Hattı, Ceviz Kabuğu ve A Takımı gibi programları izlemek en büyük zevklerimden biriydi. Ben ki ideolojiler, dinler, tarikatler ve benzeri tüm toplumsal olgularla derinlemesine ilgilenen, bu işin sırrını çözmeye çalışan biriydim. Yıllar sonra öğrendiğim "Anlam Arayışı" kavramının içini doldurmaya çalıştığım dönemlermiş bu dönemlerim meğer. 

Elbette izlediklerim, dinlediklerim, okuduklarım ve yaşadıklarım birleştiğinde ortaya bir "ben" çıkmıştı bende benden içeride.. Artık siyasi bir duruşum, bu duruşu temsil eden bir de partim! vardı. Kime oy vermeyeceğimi hep iyi bilen biriydim, kime oy vereceğim ise yaşadığım mağduriyetler ekseninde şekillenmişti. Fakat zaman gösterdi ki hiç bir parti beni temsil etmiyormuş. Partiler insanların duygularını, düşüncelerini, inanışlarını, ideolojilerini ve en çok da mağduriyetlerini, yaralarını kullanarak iktidar olma derdinde oluşumlarmış. Tarikatler yahut cemaatler de böyle. Nerede sosyolojik bir oluşum varsa orada büyük bir insani sömürü de varmış. Zaman benden masum duygularımı aldı. İnançlarımı.. İdeolojilerimi.. Hakikatlerimi..

Artık kimseye oy vermiyorum çünkü oy vereceğim kimse yok. Hani bir gün biri çıkar ve tüm bu sisteme, sistem içerisindeki sömürgecilere "dur" der. Yüzde yüz şeffaf olduğuna, gerçekten insanların derdi ile dertlendiğine, hiç bir dert ya da mağduriyet üzerinden kazanç elde etme derdinde olmadığına, hasılı "samimi" olduğuna beni inandırırsa o gün yeniden er meydanına çıkarım. Evet, belki "fare dağa küsmüş iyi de dağdan buna ne?" diyeceksiniz. "Senin oyun çok mu önemli sanki" diye düşüneceksiniz. Benim oyum gerçekten çok önemli. Ben tüm bu siyasetçilerden, tarikat liderlerinden, ya da sistem insanlarından çok daha değerli bir noktada olduğumu düşünüyorum. Fare diye örnek verdiğime bakmayın. Bence asıl dağ benim. Çünkü onların erişemedi hakikat yolculuğuna çıkmış biriyim. Sistemler üstü bir noktadan aşağıdakilere bakıyorum..

"Peki konunun Barış Atay'la ne ilgisi var" diyeceksiniz. Sırrı Süreyya da olur bana fark etmez. Bazı adamlar var, kendilerini harika ifade ediyorlar. Belagatları yüksek, eleştirileri çok haklı. Hani konuşurken "helal olsun" dedirtiyor lar kendilerine.. Ben böyle adamlar olsun istiyorum ülkenin başında. Ama yanlış anlaşılmasın "böyle konuşan adamlar" olsun istiyorum, böyle düşünen adamlar değil. Konuştukları etkileyici ama durdukları yer değil. Yanlış yerden doğru cümleler kuruyorlar. Ama söz ne kadar önemliyse nereden söylendiği de o kadar önemli. 

Şimdi birilerini eleştiriyor bu adamlar ama nasıl doğru noktalardan vuruyorlar. Hani şöyle şuvaldızı kendimize batırmış gibi hissettiriyorlar. Bu muazzam bir şey. İnsanların kendilerine itiraf etmedikleri hakikatleri yüzlerine çarpıyorlar. Ve fakat kendi ideolojilerini anlatmaya sıra gelince onlar da diğerleri gibi oluyor. Hakikati gizliyorlar, laf cambazlığı yaparak. Samimiyetlerini kaybediyorlar bir anda diğerleri gibi. Hem inandıkları doğrular da doğru değil esasında. Hakikati bulabilmiş değiller zannımca. Hataların farkındalar, eksikleri görüyorlar ama bu düzeni düzeltemeyeceklerini de bal gibi biliyorlar. Yanlış yanlışla kapanmaz zira. 

Benim istediğim, kendini böyle "doğru ve etkileyici ifade edebilen"  hakikat savunucuları.. Zira hakikat üzerine olmak ne kadar önemli ise hakikati hakiki bir şekilde duyurmak da o kadar önemli. Genç, dinamik ve belagatı yüksek, inandığı gibi yaşayan -ve fakat inandığı hakikat olan- insanlar siyaset yapsın.

İnsana insan olarak değer veren..

Hiç bir inanışı hassasiyeti ve mağduriyeti sömürmeyen..

Halka ve gerçekten Hakka hizmet eden..

Kapitalist, Kominist, Sosyalist gibi tüm ist'lerden arınmış, hakiki bir sistem kurmuş kendi yolunun yolcusu. Orijinal, yüzde yüz samimi ve gerçek.. 

Dava adamı..

Yani böyle bulunmaz Hint kumaşı gibi, gökten indirilmiş bir kurtarıcı gibi.. Böyle hayal gibi ama gerçek gibi de.. Olamaz mı olabilir..

Amin.

Vesselam..

Yorumlar

Popüler Yayınlar