Yanlış Anlaşılmaları Düzeltme Üzerine

Bu yazıyı mühim bir yanlış anlaşılmayı düzeltmek için yazıyorum. Hatta bir kaç yanlış anlaşılmayı..

Biraz şaşkınım doğrusu. Böyle bir şey yaşayacağımı hiç düşünmemiştim çünkü. Bir çok kez vurguladığım bir konuyu tekrar vurgulayarak yazıma başlamak istiyorum. 

"Ben bu platformu yalnızca kendim için kullanıyorum. Sosyal hayatımda anlatamadığım yahut beni anlamayacaklarını düşündüğüm mevzuları beni tanımayan insanlarla paylaşmak içimi rahatlatıyor. Çünkü buradaki okurlarım, bu hikayelerimi bir gün aleyhime kullanamaz, beni bunlarla vuramaz, yargılayıp, yaralayamaz. Bu yüzden daha özgür hissediyorum ve içimden gelen her şeyi yazabiliyorum. " 

Şaşkınım çünkü yazılarımı üzerine alınan bir okurum olmuş. Bana uzun uzun yorumlar yazan, yazılarıma benden daha fazla hakim olan, ciddiyetle okuyan, değerlendiren biri bu kişi. Elbette bu kadar dikkatle ve rikkatle yazılarımı okuyan bir okura sahip olmak çok kıymetli. Bu okurum genelde yorumlarının yayınlanmasını istemeyen biri. Fakat bununla beraber yorumlarına cevap da bekleyen biri. Bu nedenle sanırım bir kez cevap niteliğinde bir yazı paylaşmıştım. Ama bu istisnai bir durumdu. Bunun dışında hiç bir yazımı onun için yazmadım. 

İşte yanlış anlaşılma tam olarak burada başlamış sanırım. Bu nedenle ikinci kez kendisi için bir yazı yazma gereği duyuyorum. Bana sorduğu soruları cevaplamak ve yanlış anlaşılmaları düzeltmek için bu yazıyı kaleme alıyorum.

İlk sorusu "neden yazmama izin veriyorsunuz?" olmuş. Gerçi yaş ve medrese eğitimi soruları da vardı (39 yaşındayım ve medrese eğitimi aldım evet :) ) arada bunları da cevaplamış olayım. Neden yazmanıza izin vermeyeyim? Asıl soru bu olmalı bence. 

İkinci sorusu "neden beni muhatap alıyorsunuz" olmuş. Buna da neden muhatap almayayım diye bir cevap vermek isterim ama "soruya soruyla cevap verme" diye içinden geçirmesin diye cevabı değiştireyim. Ben tüm okurlarımı muhatap alırım fakat onlar böyle sorular sormuyorlar. Onlar için bir post yazma gereği kalmıyor bu nedenle :)

Üçüncü soru neden bana iyi davranıyorsunuz. İlk iki sorunun cevabı buraya da cuk oturuyor esasında. Kötü davranmam için bir neden var mı? 

Evet gelelim işin en civcivli kısmına. Sanırım "hasbihal edelim" başlıklı yazımda bir aşk belasından bahsetmiştim. (Ben sadece rahatlamak için yazdığımdan yazılarımın içeriğini pek de aklımda tutmuyorum. Bu nedenle dönüp tekrar arşiv araştırması yapmak zorunda kaldım.  ) Bahsettiğim aşk hikayesi tamamen reel yani gerçek hayatımda var olan birisi ile alakalıydı. Tanıdığım gördüğüm konuştuğum birinden bahsediyordum. Öküz diye tabir ettiğim kişi de yine aynı kişiydi. Asla bu platformu okuyan okuyucularımın üzerine alınacağı bir durum söz konusu değildi. Kaldı ki bu okurumun cinsiyeti ile ilgili hiç bir malumatım yoktu. Ta ki en son yorumlarını okuyana kadar. O zaman bu arkadaş "erkek miymiş" dedim kendi kendime. İnanın çok da şaşırdım. 

İlk görüşmede sorulacak 10 soru başlıklı bir yazım varmış. Öyle bir şey yazdığımı hatırlıyorum ama çok geriye dönüp tekrar okumam gerekecek. Acaba neler yazmışım o gün ki kafamla diye. Bu okurum bu soruların cevap anahtarı var mı diye sormuş dördüncü sırada. Sorulara tekrar bakıp bu konuda ayrıca bir post yazmak eğlenceli olabilir. Belki yazarım kim bilir?

Ardından "çok zor beğeniyorsunuz" sanırım gibi bir cümle kurmuş. 39 yıllık ömrü hayatımda 3 kişiyi beğendim. Biri günah haram ayıp dönemine denk geldi. Diğeri gerçekten şerefsiz çıktı. Sonuncu da işte öküz dediğim arkadaş, bana çok şey öğretti ama benim onu sevdiğim gibi beni sevmediğinin farkındayım. Ben de artık çocuk değilim o kadar da üzmüyor bu durum beni. Sevmenin kendisini sevmeye başladım çünkü. Failden bağımsız. 

Yine yorumda şöyle bir cümle dikkatimi çekti " sizi ben de terk etsem ne yapacaksınız? " yine şaşkınım. Gerçekten bu kadar yanlış anlaşılmış olamam diye düşünüyorum. Bu kadar mı çaresiz görünüyorum ve kimsesiz :) Ne olur sarı öküzü kimseye vermeyin :)) 

Yorumun devamında güzel dualar etmiş yorumu yazan arkadaşımız. Tekken çift olmam hususunda bir dua bu. Fakat sonunda kendimi kast etmedim demiş. Ben de hiç bir yazımda kendinizi kast etmemiştim. 

Ve yurt dışı gezimi de aşktan sevgiden delirip mecnun gibi çöllere düştüğüm hususunda yorumlamış ki en eğlendiğim kısım bu oldu :) Yollara düşme sebebim benim aşkım değildi, aşk mevzularında muzdarip olan bir arkadaşa eşlik etmemdi. Yani ortada gerçekten aşktan sevgiden düşülen bir yol vardı ama bunun da faili ben değildim.

Her neyse bu yazımı "değerli sevgi hatrına cevaplamamı " istediğiniz için yazdım. Benim Bahsettiğim değerli sevginin muhatabı siz değildiniz ama emin olun siz de değerlisiniz. 

Neden değerlisiniz ondan da bahsedip yazımı sonlandırayım. Çünkü benim yazılarıma benden daha hakim birisiniz. Bu da bana ne kadar değer verdiğinizi gösteriyor ki bu çok kıymetli. Bu anlamda size çoook teşekkür ederim. 

Müsait bir zamanında kendimi yeniden tanımak için dönüp tüm yazdıklarımı okuyacağım. Buna vesile olduğunuz için de değerlisiniz. 

Değişim sürecimde bana üzüldüğünüzü, benim için bir şeyler yapmak istediğinizin farkındayım bu yüzden değerlisiniz. 

Gecenin geç saatinde yahut sabahın nurunda benimle ilgili dertlendiğiniz için değerlisiniz.

Her şey için teşekkür ederim. Umarım  her daim afiyette kalırsınız.

Fakat bu yazıyı sizin için yazıyorum demedikçe yazılarımı üzerinize alınmazsanız daha sıhhatli bir iletişim kurabiliriz unutmayınız.

Efendim selametle kalınız. :)

Yorumlar

Popüler Yayınlar