Hormonlar ve Sonuçları

 Normal süreçte hiç bir şeyin hasta edemediği biriyim. Ne mikrop ne soğuk. Fakat adet döngüsünden 3 gün önce her şey değişiyor. Bir anda bağışıklığım sıfırlanıyor, psikolojim bozuluyor. Aşırı gergin ve duygusal oluyorum. Bütün bunların sonucunda üst solunum yolları enfeksiyonu gelip beni buluyor.

Yıllar önce yine böyle bir günde izlediğim bir dizi sahnesine tam 3 saat ağlamış evde burnumu silecek peçete kalmamıştı. Dedem ninem öldüğünde bu kadar ağlamamış olabilirim. Hatta bir keresinde bir reklam filmine ağladığımı hatırlıyorum.

İşte hormonlarımın beni esir aldığı bu zaman diliminin en sıkıntılısını atlattım. Son üç gündür hayat bana zindan gibiydi. Yemek yemedim, içmedim, kimseyle konuşmadım ve yalnızca ağladım. Üç gün boyunca sürekli ağladım. En son doktora gidip sakinleştirici iğne olmayı dahi düşündüm. Fazla düşünmemek için uyumayı seçtim vs..

Hani Seda Sayan'ın meşhur repliği ile "ne yaşadın sen, ne atlattın?" denilecek yerdeydim.

Gerçekten büyük bir buhrandı. İnsan herkese ve her şeye mi küser, kızar, üzülür?

Haklı gerekçelerim var elbette. Ama aynı olayları bugün düşündüğümde dün ki tepkimi vermiyorum. 

İşte bu süreçte tek bir kapıyı çalmak istedim. Hani dediğim başımdaki aşk belası. Çaldım da ama malum şahsın umurunda olmadım. Beni dinlemedi. Yazdıklarımı okumadı. Yalan söyleyerek beni başından savdı.

Bu da benim için ciddi bir yıkım oldu elbette. Ama bir yandan da yeniden doğmama sebep oldu. Hani var ya "artık sen de herkes gibisin" sözü. Şu an öyle hissediyorum. 

Benim tek ihtiyacım var bu hayatta. "Neyin var, nasılsın" diye soracak biri. Merak edecek, iyi olmamı isteyecek. Bunun dışında hiç bir şeye ihtiyaç duymadığımı fark ettim. 

Hani ilk buluşmada neler sorulur adlı yazım vardı ya, onu güncelliyorum. Ben artık sadece şunu yapacağım. "Canım çok sıkkın" diyeceğim. Bir erkeğin buna verdiği cevaba göre karar vereceğim, bu arkadaştan olur mu olmaz mı diye.. 

Hatırlıyorum şimdiki görev yerime yeni tayin olmuşum. Öğrenciler " hocam sanki canınız sıkkın gibi sizin canınızı kim sıktıysa söyleyin gidip dövelim" demişlerdi. Bence gerçek sevgi tam da bu :))

"Senin canını sıkanın canını sıkarım" diyecek adam lazımmış geç anladım :))