Oturduğun Her Masanın Yabancısı Olmak

 "İstanbul Ansiklopedisi" isimli bir dizi izledim geçenlerde. İzledim dediysem bir kaç bölüm baktım devamını getiremedim henüz. Ama diziden bana bir cümle kaldı hatıra. "Oturduğu her masanın yabancısı olmak" 

Bunun muhabbetini yaptım geçenlerde benim gibi hisseden biriyle. Sonra muhabbet "en azından şimdilik oturacak masamız var" a döndü. Ya ayakta kalırsak bir gün..

Bugün herkesin masasına çağırdığı fakat muhabbetin üçüncü dakikasından sonra "bu bizden değil" diye düşündüğü bir konumdayım.

Herkes o kadar net ki. Doğruları, eğrileri o kadar net ki. Hep evim neresi diye arayan biriydim fakat şu an mahallemi bile kaybettim. 

Kapalıyken arkadaşlarım, ailem hatta bana önerilen eş adayları yahut kendi ayakları ile gelen er kişiler, başımdaki örtü nedeniyle beni bir kalıba sığdırmış ve beni o zannediyorlardı. Ona göre kapımı çalıyor, öyle beklentilerle bana geliyorlardı.

Şimdi başım açık. Ve şimdi bana yazanlar da bu kız açık içki içiyordur, akşam eve gitmese sorun çıkmıyordur vs.. İşte bambaşka bir kafayla geliyorlar. 

Ne yazık ki şekilci kafalarla dolu bir dünyada hiç bir masa benim masam olamıyor. Ne başı kapalı ben o kadar kapalı düşünüyordu ne de başı açık ben bu kadar açık düşünüyor :))

Benim sınırlarım hep vardı, doğrularım da. Hep aynı noktadayım aslında. Belki bu sıfır noktasıdır bilemiyorum. Okun sağından yahut solundan, neresinden gelirseniz gelin ben oralı değilim. Ben senin düşündüğün değilim.

Dayak yemekten yorulmuş biriyim. Olamadığım için. Senin gibi, onun gibi kimse gibi olamadığım için şamar oğlanına dönmüş biriyim.

Bu kadar zor mu köyün delisi deyip geçip gitmek..

Kimse çağırmasın masasına. Sonunda kınayacaksa ben ayakta kalmaya razıyım..

Selametle 

Yorumlar

Popüler Yayınlar